tarm tv

19 Aralık 2010 Pazar

HAYVANCILIK VE ESASLARI


Hayvancılık(hayvansal üretim), insan beslenmesinde elzem besin maddelerinin kaynağının oluşturulması ve ekonominin sağlıklı işleyişi bakımından her ülkenin olmazsa olmazları arasında bulunan sektörlerdendir. Bir ülkenin ekonomisinin hızlı ve sağlam bir şekilde gelişebilmesi için tarımsal ve hayvansal üretime gereksinim vardır. Zira tarım, sanayiye sermaye birikimi sağlayan, sermaye aktaran, ekonomiye can katan birimdir. Başka bir deyişle hayvancılık, evcil hayvanları yetiştirme, ıslah etmek, hayvansal ürün elde etmek ve pazarlamaktır.

Hayvansal üretim elde edebilmek için öncelikle yeterli kültür tekniğe sahip tarım işletmesi kurulmalıdır. En önemli üretim faktörü olan sermaye sağlanmalıdır. Öncelikle çiftlik için gerekli olan toprak, toprak ıslahı masrafları, bina gibi temel sermayeler temin edilerek işletme kurulur. İşletmenin faaliyete geçebilmesi için de çeşitli sermaye ye gereksinim duyulmaktadır. Bunlar; sabit işletme sermayesi, hayvan sermayesi, malzeme sermayesi, makine-alet sermayesi olarak sıralayabiliriz. Bu sermayeler arasında ihtiyaç duyulan oransal dağılımlar yapılır. Tesis hazırlandıktan sonra işletme sahibi(çiftçi) gerekli iş gücünü uygulayarak üretime başlayabilir.


Hayvansal üretimi aşağıda verildiği üzere 5 ana başlık altında inceleyebiliriz.
• Büyükbaş hayvan üretimi
• Küçükbaş hayvan üretimi
• Kümes hayvanları üretimi
• Arıcılık
• Alternatif hayvan üretimi

İstatistiklere bakıldığında geçmişte bitkisel ve hayvansal üretimde kendine yeterli üretim yapan Türkiye’nin bugün özellikle hayvansal üretimde içinde bulunduğu durum, hayvancılık sektöründe bir düşüş içerisinde bulunduğunu kanıtlamaktadır.
2006 yılı verilerine göre Türkiye de yerli sığır sayısı 3 405 349 olarak belirlenmiştir. Yerli sığır sayısı 2009 yılında 2 594 334 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kayıp Türkiye için acı bir gerçektir. Yine aynı şekilde 2006 yılında manda sayısı 100.516 iken 2009 yılında manda sayısı 87 207 e düşmüştür.

YIL  SIĞIR-KÜLTÜR  SIĞIR-K.MELEZİ   SIĞIR-YERLİ MANDA
2006  2 771 818      4 694 197    3 405 349    100 516
2007  3 295 678      4 465 350    3 275 725    84 705
2008   3 554 585     4 454 647    2 850 710    86 297
2009   3 723 583     4 406 041    2 594 334    87 207
TÜİK Hayvansal Veri İstatistikleri 2009

Küçük baş hayvan istatistikleri de yıllara göre değişiklik göstermektedir. Bakıldığında 2006 yılında yerli koyun yetiştiriciliği 24 801 481 olarak belirlenmiştir. 2009 yılında bu sayı 20 721 925 olmuştur. Bu tabloyu ele aldığımızda Türkiye de son üç yılda yerli koyun üretiminde ciddi bir düşüş bulunmaktadır. Ülkemizde 2006 yılında kıl keçisi sayısı 6 433 744, tiftik keçisi sayısı 209 550 iken 2009 yılında kıl keçisi sayısı 4 981 299, tiftik keçisi sayısı 146 986 olarak değişiklik göstermektedir.

YIL KOYUN-YERLİ KOYUN-MERİNOS KEÇİ-KIL KEÇİ-TİFTİK
2006 24 801 481 815 431 6 433 744 209 550
2007 24 491 211 971 082 6 095 292 191 066
2008 22 955 941 1 018 650 5 435 393 158 168
2009 20 721 925 1 027 583 4 981 299 146 986
TÜİK Hayvansal Veri İstatistikleri 2009
2006 yılında yumurta tavuğu sayısı 58 698 485 olarak belirlenirken, 2009 yılında bu sayı 66 500 411 olarak artış göstermektedir. Toplam kümes hayvanları sayısı 2009 yılından bir önceki yıla göre %0,6 oranında azalırken yumurta tavuğu sayısı %4,9 oranında artmıştır. Türkiye de 2006 yılı verirlinde et tavuğu sayısı 286 121 360, 2009 yılında 163 468 942 olarak düşüşe geçmiştir. Türkiye de yaygın üretimi yapılan bazı kümes hayvanlarının sayılarının yıllara göre dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

YIL YUMURTA TAVUĞU ET TAVUĞU HİNDİ KAZ ÖRDEK
2006 58 698 485 286 121 360 3 226 941 830 081 525 250
2007 64 286 383 205 082 159 2 675 407 1 022 711 481 829
2008 63 364 818 180 915 558 3 230 318 1 062 887 470 158
2009 66 500 461 163 468 942 2 755 349 944 731 412 723
TÜİK Hayvansal Veri İstatistikleri 2009

Ülkeler yerli üretimde yetersiz kaldıkları taktirde dış alım yapmak zorunda kalmaktadır. Bu zorunluluğun ana sebebi yukarda da bahsettiğimiz gibi insan ihtiyacının karşılanmasında zaruri besin maddelerinden noksan kalma tehlikesidir. Besin maddelerinin elde edilebilmesi için hayvansal üretim de ana ürün olan et ve canlı hayvan ithal edilmektedir. Dışarıdan alınan et veya canlı hayvan alınırken çok dikkat edilmelidir. Dikkat edilmediği taktirde tehlikeli hastalıklar ülkeye iltihak ederek insanlığımızın sağlığını tehlikeye atmaktadır. Böyle sonuçların ortaya çıkmaması için yerli üretim artırılarak ithalatçı bir ülke yerine ihracatçı bir ülke olarak tüm insanlığa fayda sağlanmalı ve istenmeyen neticelerin oluşması engellenmelidir.

İthal edilen hayvanlar farklı ekolojik koşullara karşı adaptasyon sağlamaları zaman aldığı için bir çoğu telef olmaktadırlar. Böyle zayiatlara yer vermemek için dış alım yerine kendi üretimimizi yapmalıyız. Yerli üretimin artırılabilmesi için öncelikle üreticinin hayvansal üretim de bilinçlendirilerek üretimden optimum verim alınması göz önüne bulundurulmalıdır. Canlı kasaplık hayvan yerine kendi hayvanlarımızı yetiştirmeli, hayvancılık sektörü desteklenmeli ve üretimi artıracak sübvansiyonlar sağlanmalı, üreticinin üretimden vazgeçmesini önleyerek üreticiye güven verecek teşvik ve tedbirler alınmalı, et ve süt fiyatlarındaki dalgalanmalar önlenmeli, girdi maliyetleri azaltılmalıdır. Eğer gerekli önlemler alınmazsa hayvancılığın ve yerli üreticinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalınmaktadır.

Türkiye 2009 yılı içerisinde 2,7 milyar dolarlık tarım ürünleri ithalatı gerçekleştirilmiştir. 1985 yılında 600 bin ton et üretilirken bugün bu rakam 412 bin tonlardadır. Aynı süreç içerisinde ülke nüfusunun arttığı göz önüne alındığında kırmızı et üretiminden uzaklaştığımız ortaya çıkmaktadır. Hayvancılık yeterli beslenme ve ekonominin sağlıklı işleyişi bakımından her ülke için vazgeçilmez sektörlerden birisidir. Hayvancılığımızı geliştirerek daha sağlıklı geleceklere hazırlık yapılmalıdır.
                                                                                            Mustafa ATEŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder